
COĞRAFYA
Hoca: Laterit kızıl renkli topraklara denir. Yıkanmış topraklardır bunlar.
Kız: Yıkanmış derken hocam?
Hoca: Yani bol yağış alan değil mi? Çok sulanan topraklardır.
Hoca: Bunları yazarsanız iyi olur siz bilirsiniz.
Kız: Yazalım mı hocam siz söyleyin. Yani...
Hoca: Alim unutmuş kalem unutmamış.
Hoca: Yani çocuklar coğrafya net tarih gibi öyle ha benim yorumum bu, senin yorumun şu, yok neyse ne! Bu nedenle işimiz daha kolay. Gitti mi tam gider yani soru!
Diğer bir kız: Evet hocam
Hoca: bi ara verelim mi sıkıldınız mı? (Sınıf sessiz kalır ara verilir. Derse gelen hoca bir saat daha anlatır, testler vererek gider)
TARİH
Hoca: Merhaba
Sınıf: Merhaba(cılız ve ölü bir tonda)
(hoca zaman geçirmek ister gibi kürsüye geçer ve önündeki notları karıştırır)
Kızlardan biri: Hocam Test 11 in cevaplarını vermediniz.
Hoca: Vermedim mi?
Kız: Vermediniz hocam.
Hoca: Haaaaa tamam ben bi içeri bakıp getiriyim.
(bir kaç kişinin kendi arasında fısıldaşmasını saymazsak sınıf sessizlikten ölmektedir.)
Hoca: Evet. Osmanlı Devletinin kuruluşu test 11 değil mi? Elinizdeki bu değil mi sizin?
Önden Biri: Evet hocam Test 11.
Hoca: Bir adana iki bursa üç bursa dört ceyhan beş adana altı edirne...
(yarım saat sonra)
Hoca: Türk milletinin demokrasi kültürü yoktur arkadaşlar. Osmanlıdan beri padişah, yani yönetici tanrı gibidir. Osmalının en büyük özelliği nedir vatandaşına kul diye bakar. Öyle görür.
Askerin olduğu yerde de demokrasi olmaz. Geçen televizyonda izledim geçen dediğim dündü galiba, bir kaza oluyor istanbul'da polis gelmiyor tabi ambulans gelmiyor. Arabasından çıkanlar bir araya geliyor ve polisten ambulanstan önce "asker nerde" diyor. Yani biz böyle bir milletiz. Bizde şekil önemlidir şekil tamamsa içi boş olabilir. Neyse bi ara verelim devam ederiz... Arkadaşlar çok da panik yapmayın ben böyle ders dışı konuyu biraz dağıtıyorum, nisan mayıs aylarında soruyu okumadan cevaplayacaksınız yani… bi de bizim avantajımız coğrafya gibi değiliz biz soru tipleri belli o nedenle bi konuda farklı ne sorabilirler biz hepsini göreceğiz o yüzden kasmayın, hadi bi ara verelim.
(sınıf hocanın anlattıklarından etkilenmiştir "ulan ne güzel konuşuyo herif yaa" der gibi hocaya bakmaktadır. Çok yavaş adımlarla herkes dışarı doğru yönelir)
MATEMATİK
Hoca: Hahahahaha bulurum ama seni! (derse girmeden dışarda dersine giden başka bir öğrenciyle gırgır yaparak) Merhabaa nasılsınız çocuklar görüşmeyeli?
Sınıfta Herkes: İyiiii!!! (gımgum namnum edenlerle birlikte)
(biraz elindeki notlarla uğraşarak)
Hoca: Ben test 12 nin cevaplarını verdim mi?
Kız: Yok hocam vermediniz.
Hoca: Tamam nerdeydi buuuu şu değiiiill bu sizinki değiil. Ben ona içeri bi bakıyim.
(hoca gelene kadar sınıfta müthiş bi sessizlik hakimdir kimse hocadan başka kimseyle konuşmam havasındadır kahramanımız da müthiş bi sessizlik içindedir fakat bundan rahatsız olduğunun farkında olan tek kişi olduğunu düşünür bu süre içinde...
Hoca: (hızla sınıfa girer ve yüzünde her şeyi nasıl da size öğreteceğim gülümsemesi hakimdir mimiklerine) Test 12 idi değil mi?
Önden biri: Evet hocam.
Hoca: Bir adana iki adana üç bursa dört edirne beş ceyhan altı denizli...
Kızlardan Biri: Hocam dördü tekrar söyleyebilir misiniz?
Hoca: Dört ne dediiik edirne...(bu fasıl biter)
Hoca: Geçen hafta ne işledik
Kızlardan biri: Rasyonel sayılar
Hoca: Evet. Bu hafta köklü üslü onlara bakıcaz ikinci derste de bi deneme yapıcaz.
Herkes: aaaaaaa
Kızlardan Biri: Hocam ne gereği vardı. (milletin onun bu tavrına güleceğini bekler gibi iğrenç bir tavır takınır insanlar bazen bilirsiniz hani bi de sözü bitince yanındakinin omzuna yatar gibi yaparlar…)
Diğer Kız: Hocam bi de asalım sonuçları panoya(bu espri biraz tutmuş gibidir sınıta gülenler olur)
Hoca: Evet yapıcam bunu valla bak hahahahahah
Kız: Hocam yapmayın yaa!!!
(sınıf gümbür gümbür hocanın üstüne gider)
Hoca : Valla yapıcam hahahahahah
(hoca konuyu ağır ağır anlatmaya başlar konunun en önemli noktalarını verir 5-10 dakika sürer konu anlatımı kısmı...)
Hoca: Anlamayanlar panik yapmasın şimdi sorular üzerinde daha iyi oturur.
(hoca dersi acı acı anlatmaktadır kimsenin onu anlamayacağını düşünen bir ergen gibidir ses tonu. soruları bir bir çözer ama sınıf yine sessizliğini bozmaz kahramanımızın da matematik zayıftır ama harbi harbi ego yapmaktadır soru soramaz sonra kendim çalışıp tamamlarım eksiğimi der. Böyle bir sınıfta soru sorup da kendini onlardan aşşağı bir yerde konumlandıramaz her konuda onlardan daha bilgili olmalıymış gibi bir duyguya kapılır. Bu arada dışardan boğuk bir şekilde bağırtı çağırtılar duyulmaktadır. Bu sesin bir toplumsal gösteri sesi olduğunu herkes bir anda anlamaz ama kahramanımızı oradaymış gibi, sokaktaymış gibi heyecan basar birden eli ayağı titrer... Sınıfta homurdanmalar başlar.
Dışardan gelen ses: NE İSTİYORUZ ÖZGÜRLÜK NE ZAMAN HEMEN ŞİMDİ VERMEYECEKLER...
(sınıftaki homurdanmalar espri üstüne espri dediğimiz tarzda devam eder. Bir iki kişi kendi arasında fısıldaşıp gülmektedir. Kahramanımızda her an kötü bi şey olacakmış gibi bir his peydah olur bunu engelleyemediği için konsantresi de bozulur aklı hep dışarı takılmaya başlar.)
Uzun boylu sert yapılı bir erkek: Ne istiyolarmış?(bunu söylerken yüzünde öyle bir küçümseme hakimdir ki kahramanımız bunu tonlamadan ve insan yüzünde yarı gülücük denen ve sadece hunharca gülünmesi gereken anlarda yapılan o hareketten anlar. dudağın yarısı gülerken diğer yarısı hiç bişey yokmuş gibi davranır bu anlarda insanın.)
Dışardan gelen ses: (bir megafon eşliğinde herkesi rahatsız edecek bir desibelde) Bİ ŞEY YAPMALI HEEEEYYY Bİ ŞEY YAPMALI HEEEY Bİ ŞEY YAPMALI...
Bir Kız: Neyi vermiyolar ki bunlara allah allaaaahh?
Bir Kız: Hı hı alırlar? (yüksek sesle)
(kahramanımız dayanamamaktadır fakat kafadan rengini belli edip kitleden soyutlanmak gibi bir toplumsal cezası vardır bu işin bu baskı kahramanımızı tuvaleti gelmiş de daha sınavın bitmesine bir saat varmış gibi sıkıştırır.)
Bir Erkek: "Verecen zopayı bunlara cık cık cık" şeklinde tepkisini belirtir.
(kahramanımız bu kadar gerici nasıl bir araya gelmiş diye düşünmekten kendini alamaz. Fakat yapılacak o kadar az şey vardır ki. Burada bulunmak ve bu kitleyle derse girmek zaten bu adamların ideolojisini kabul etmek gibidir ona göre)
(sessizlik bir süre hakim olur dışardaki ses de durulmuş gibidir.)
Ve sonunda hoca da söz alır.
Hoca: O da eşittir 5 eksi 2 kök 3 (aniden soruyla ilgili başka bir şey bulmuş gibi sınıfa yüzünü döner.) Yani neden böyle yapıyolar anlamıyorum. Grev yapsınlar toplu iş bıraksınlar. Bağırınca ne oluyo ki hiç bi şey. Bana çok aptalca geliyo yani bağır bağır ne olacak?
(bu arada sınıfta müthiş bi sessizlik olmuştur herkes hoca sözünü bitirince söz alıp dışardakilerin ne kadar alçak olduğunu anlatmak için sıra beklermiş gibi hocanın ağzının içine bakar sınıf ibret duygusuyla dolar, kahramanımız hoca da söz alınca artık dayanamaz ve müdahale etmek zorunda kalır.)
Kahraman: Hocam siz ciddiye almıyorsunuz ama bu insanlar ciddi bir iş yapıyor, hak arıyor ve sistem onları ciddiye almak zorunda kalıyor
Dışardan gelen ses: naaaaniiiiinaaaaniiiiinaaaniiiiiinaaaaniiiiii
(bu sesin geçmesini bekleyerek devam eder)
Kahraman: Panzeriyle, akrebiyle, copuyla harcadığı gazıyla onların bu eylemini ciddiye almaktadır.
Dışardan gelen ses: fıtı fıtı fıtı fıtı fıtı fıtı fıtı fıtı
(helikopter sesinden kahramanımızın sesi duyulmaz olur ama sesini yükselterek tıpkı ajitasyon yapar gibi o da bağırmaya başlar sınıf şaşkınca onu izlemektedir.)
Eğer bizler burada bu ülkenin eğitimli insanları olarak hak aramazsak nasıl kuklalar gibi oynatıldığımızı bilmezsek bir oyunun içinde rolümüzü yapmaya devam edersek hiç bi şey değişmeyecek.
(kahramanımız defterini kitabını avuçlamıştır heyecandan ve artık burada daha fazla kalamayacağını düşünür sırasından hafif öne çıkar kapıya yönelir eliyle yaptığı hareketleri bi an gözünün önünden geçirdiğinde bir siyasetçi gibi davrandığını görür ve rezillikle gururu bir arada yaşar, sınıf bomboş gibidir... Sınıftakiler kahramanımızın söylediklerinden ziyade birinin bağır çağır sınıfı terk ettiğine şaşırmıştır.)
(bu arada dışardan gelen sesler sınıfta yankılanır.)
MİLYONLAAAAAAR AÇ MİLYONLAR İŞSİZ İŞTE KAPİTALİST DÜZENİNİZ...