Kötü koku elimizde kalan son şey.
Maharetli bir bilim adamı günün birinde, insan bokunun lavanta kokmasını sağlayacak pembe hapı icat ettiğinde, işimiz bitmiş olacak.
Yitip gideceğiz...
Uzun Zaman Önce... Kimse Tarlaları Sabanla Deşmezdi. Toprağı Sınırlara Bölmezdi Hiç Kimse ve Suları Kürekle Yarmazdı. Kıyı Dünyanın Sonuydu. Ah Doğuştan Zeki İnsan,Buluşlarının Kurbanı! Öyle Korkunç ki Yaratıcılığın, Ne İşe Yarar Şehirleri Çevreleyen Şu Yüksek Duvarlar... Ve Niye Savaşmak İçin Silahlar?
Bu Blogda Ara
30 Mayıs 2011 Pazartesi
ya...!
Ben onun dert ortağıydım. Yalancı bir dert ortağı! Herşey iyiye gidecek derdim.
İyiye gitmiyor herşey. Bir şarampolde ya da bir akıl hastanesinde bitiyor. Sidik ve dışkıya batarak bitiyor, insan acı ve çaresizlik içinde haykırırken bitiyor ve geçirdiği her iyi günden nefret edecek hale geliyor; zira o iyi günlerin anısı bile alınıyor ellerinden.
İnsan çocuk olarak emekler, küreğiyle toprağı kazar yada top oynarken, bir başka yerde bir başka çocuk da aynı şeyleri yapıyor. O başka çocuk günün birinde seni mahvedecek yada mutluluktan havalara uçuracak. Veya tam tersi. Bu başka çocuğu sen öldüreceksin bir gün; ya da birlikte yaşamayı öğreneceksin.
ya "cennete" gidemezsek?
ya bir hayatın tamamını yaşamak zorunda kalırsak bu dünyada?
İyiye gitmiyor herşey. Bir şarampolde ya da bir akıl hastanesinde bitiyor. Sidik ve dışkıya batarak bitiyor, insan acı ve çaresizlik içinde haykırırken bitiyor ve geçirdiği her iyi günden nefret edecek hale geliyor; zira o iyi günlerin anısı bile alınıyor ellerinden.
İnsan çocuk olarak emekler, küreğiyle toprağı kazar yada top oynarken, bir başka yerde bir başka çocuk da aynı şeyleri yapıyor. O başka çocuk günün birinde seni mahvedecek yada mutluluktan havalara uçuracak. Veya tam tersi. Bu başka çocuğu sen öldüreceksin bir gün; ya da birlikte yaşamayı öğreneceksin.
ya "cennete" gidemezsek?
ya bir hayatın tamamını yaşamak zorunda kalırsak bu dünyada?
18 Mayıs 2011 Çarşamba
Şeytan'a Övgü Notları 1...
İyilik -fazla mütevazi bir kelime-
bunu sevmiyorum, bunun için hareket etmeyi sevmiyorum, ilgiyi ve şevkati hiç...
sırtım kaşınıyor ve alnımda...
sırtımın kaşınmasını sevmiyorum,alnımda ki acı daha çok hoşuma gidiyor...
az bir zaman kaldı!evet, evet çok az zaman sonra...
ya kanatlarla (ve bundan korkuyorum)
ya da... (ve bu en anlamlısı olur)
neyse...
söyleyip de büyüsünü bozmak istemiyorum!
bunu sevmiyorum, bunun için hareket etmeyi sevmiyorum, ilgiyi ve şevkati hiç...
sırtım kaşınıyor ve alnımda...
sırtımın kaşınmasını sevmiyorum,alnımda ki acı daha çok hoşuma gidiyor...
az bir zaman kaldı!evet, evet çok az zaman sonra...
ya kanatlarla (ve bundan korkuyorum)
ya da... (ve bu en anlamlısı olur)
neyse...
söyleyip de büyüsünü bozmak istemiyorum!
Godot'u Beklerken...
VLADIMIR -
Boş konuşmalarla zamanımızı harcamayalım!(Bir an, şiddetle)
Fırsat varken bir şeyler yapalım!
Her gün birilerinin bize ihtiyacı olmuyor.
Aslında özellikle bize ihtiyaç duymuyorlar.
Başkaları da daha iyi olmasa bile, aynı derecede bizim yaptıklarımızı yapalirlerdi. Kulaklarımızda çınlayan şu yardım çığlıkları bütün insanlığa yöneltilmiş!
Ama burada, zamanın bu anında, istesek de istemesek de bütün insanlık biziz.
Çok geç olmadan bundan yararlanalım!
Zalimce bir alın yazısının bize layık gördüğü iğrenç güruhu hakkıyla temsil edelim! Ne dersin? (Estragon hiçbir şey söylemez)
Kollarımızı kavuşturup yardım etmenin iyi ve kötü yanlarını hesaplarken cinsimize kötülük etmediğimiz doğru.
Kaplan hiç düşünmeden hemcinsinin yardımına koşar ya da çalılıkların kuytularına siner.
Ama sorun bu değil.
Sorun burada ne yaptığımız.
Ve cevabı bildiğimiz için mutluyuz.
Evet, bu uçsuz bucaksız karmaşada kesin olan tek bir şey var.
Godot'nun gelmesini bekliyoruz.
Ya da gecenin çökmesini.
(Bir an)
Buluşacağımız yere saatinde geldik ve bu da sonu işte.
Aziz değiliz ama bu da sonu işte.
Aziz değiliz ama buluşacağımız yere saatinde geldik.
Kaç insan böyle bir şeyle övünebilir?
Boş konuşmalarla zamanımızı harcamayalım!(Bir an, şiddetle)
Fırsat varken bir şeyler yapalım!
Her gün birilerinin bize ihtiyacı olmuyor.
Aslında özellikle bize ihtiyaç duymuyorlar.
Başkaları da daha iyi olmasa bile, aynı derecede bizim yaptıklarımızı yapalirlerdi. Kulaklarımızda çınlayan şu yardım çığlıkları bütün insanlığa yöneltilmiş!
Ama burada, zamanın bu anında, istesek de istemesek de bütün insanlık biziz.
Çok geç olmadan bundan yararlanalım!
Zalimce bir alın yazısının bize layık gördüğü iğrenç güruhu hakkıyla temsil edelim! Ne dersin? (Estragon hiçbir şey söylemez)
Kollarımızı kavuşturup yardım etmenin iyi ve kötü yanlarını hesaplarken cinsimize kötülük etmediğimiz doğru.
Kaplan hiç düşünmeden hemcinsinin yardımına koşar ya da çalılıkların kuytularına siner.
Ama sorun bu değil.
Sorun burada ne yaptığımız.
Ve cevabı bildiğimiz için mutluyuz.
Evet, bu uçsuz bucaksız karmaşada kesin olan tek bir şey var.
Godot'nun gelmesini bekliyoruz.
Ya da gecenin çökmesini.
(Bir an)
Buluşacağımız yere saatinde geldik ve bu da sonu işte.
Aziz değiliz ama bu da sonu işte.
Aziz değiliz ama buluşacağımız yere saatinde geldik.
Kaç insan böyle bir şeyle övünebilir?
14 Mayıs 2011 Cumartesi
im atölyesi İS'YAN sayısı çıktı!

BAŞARISIZLAR...
YETENEKSİZ diyorlar bize,evet yeteneksiziz.
Hiçiz biz ve TAMAMEN HİÇ,
ve HİÇ'e hizmet etmekten başka birşey düşünmüyoruz.
"onurlu insanlar" bize durmadan "ÇALIŞIN" diyorlar:
"BAŞARIN ARTIK!"
NEYİ BAŞARMAK!NEREYE ULAŞMAK? VE HANGİ DURUMDA?
Bizim sloganımız: ULAŞMAMAK İÇİN,
ÖZELLİKLE HAREKET ETMEMEK.
YETENEKSİZLER,
İŞE YARAMAZLAR,
AYLAKLAR,
BARLARIN BALDIRI ÇIPLAKLARI!
Büyük Başarısızlar Mitingine gelin,
Bizi tanıyın ve inanın buna iyice...
(başarısızlar grubunun daktiloyla yazılmış davetiyesi, 16 Mart 1950)
6 Mayıs 2011 Cuma
hoşçakal
Gün penceremde, uyandı güneş
Tenimde terin, gözümde ferin, bekler beni kardeşlerim
Bana şans dile, yolculuk kente
Dostlarımla biz, göstereceğiz, o kiralık katillere
Ve şimdi bakın, durmayın bakın
Güneş ışığı, satılık değil, malınız mülkünüz değil
Sana bir daha, göründüğümde
TV’de belki, belki hapiste, yüzümde var gülümseme
Tenimde terin, gözümde ferin, bekler beni kardeşlerim
Bana şans dile, yolculuk kente
Dostlarımla biz, göstereceğiz, o kiralık katillere
Ve şimdi bakın, durmayın bakın
Güneş ışığı, satılık değil, malınız mülkünüz değil
Sana bir daha, göründüğümde
TV’de belki, belki hapiste, yüzümde var gülümseme
4 Mayıs 2011 Çarşamba
YAN YANA
Güzel cümleler bekler şimdi.
güzel sözler, bakışlar,,gülüşler...
güzel yollar...
"bu yollar da kimler ne yollar?"
yeni denklemler,yeni yüzler...
hep yeniler.
yepyeni birliktelikler!
bir'likler.çünkü:
"yan yana yazılmaz YAN YANA..."
güzel sözler, bakışlar,,gülüşler...
güzel yollar...
"bu yollar da kimler ne yollar?"
yeni denklemler,yeni yüzler...
hep yeniler.
yepyeni birliktelikler!
bir'likler.çünkü:
"yan yana yazılmaz YAN YANA..."
Kaydol:
Yorumlar (Atom)