Adına "realizm" dediğimizden beri saçmasapan bir hayatın peşinden sürüklenip gidiyoruz...
Realizm nedir? TDK karşılığı: Gerçekçiilik.
neyin gerçekliği, hangi gerçeklik?
mantığın duygunun önüne geçmesi mi? doğal bilimlerin, sosyal bilimlere oranla daha inandırıcı olduğumu mu yoksa, salt deneylere tabi tutulabildiği için...
neden bu kadar kandırıyoruz kendimizi? kandırmaca da bir gerçeklik değil mi? herşey bu kadar çabuk değişip dönüşürken gerçek diye bir gerçeklik olabilir mi?
dünyanın elips şeklinde olduğu koca bir yalan olabilir!DNA'larda ki şifreler çoktan çözülmüş olabilir! oksijen, azot, karbon ve hidrojen dışında yaşamsal olan başka elementler çoktan keşfedilmiş olabilir! nano - tüplerle kanlanımıza çoktan deniz altılar aşılanmış olabilir! var olanın aslında yok olduğu çoktan kanıtlanmış olabilir!
bütün bu yaşadıklarımızın aslında düşlerden ibaret olduğunu, bilimsel verilerle, bir bilim adamı ispatlayabilir! velhasıl boku yeyibileceğimiz an çok yakın olabilir...
gerçeklik nedir?
yazılandır. ispat edilendir. tarihe geçilendir.
peki ya yazılanlar yalansa... yazılanlar oldukça kişiselse...kılıfına uydurulup sözler, bir bir diziliyorsa... karşısında durup, küfür edip, kahkahayı basamıyorsak, gerçek ne kadar gerçektir ki?
yabancılaşmasın insan kendine, yüreğini özgür bıraksın... sözlerini her daim... işte gerçeklik ozaman gerçekliktir!
gerçek olan histir. ve hisler asla kayıt altına alınamazlar. yazılamazlar... çünkü yazmaktan korkar insanlar... okadar samimi olamazlar kendilerine. o kadar da ele vermezler hislerini....
gerçek olan tek şey kendimize söylediğimiz yalanlandan ibarettir.
ve insan için yabancılaşma, kendine söylediği ve inandığı yalanlarla başlar...
peki ya yabancılaşma ve realizm nasıl buluşur?
Uzun Zaman Önce... Kimse Tarlaları Sabanla Deşmezdi. Toprağı Sınırlara Bölmezdi Hiç Kimse ve Suları Kürekle Yarmazdı. Kıyı Dünyanın Sonuydu. Ah Doğuştan Zeki İnsan,Buluşlarının Kurbanı! Öyle Korkunç ki Yaratıcılığın, Ne İşe Yarar Şehirleri Çevreleyen Şu Yüksek Duvarlar... Ve Niye Savaşmak İçin Silahlar?
Bu Blogda Ara
27 Aralık 2011 Salı
24 Aralık 2011 Cumartesi
eksik birsey
Eksik bir şey mi var hayatımda
Gözlerim neden sık sık dalıyor
Eksik bir şey mi var hayatımda
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor
Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
Atsan atılmaz, satsan satamam
Eksik bir şey mi var, anlayamam
Bak çayım sigaram, her şeyim tamam
Kalksam duraktan dolmuş gibi
Arka koltukta unutulmuş gibi
Terliklerimle, gelsem sana
Sonunda aşkı bulmuş gibi
Gözlerim neden sık sık dalıyor
Eksik bir şey mi var hayatımda
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor
Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
Atsan atılmaz, satsan satamam
Eksik bir şey mi var, anlayamam
Bak çayım sigaram, her şeyim tamam
Kalksam duraktan dolmuş gibi
Arka koltukta unutulmuş gibi
Terliklerimle, gelsem sana
Sonunda aşkı bulmuş gibi
20 Aralık 2011 Salı
dostum senin icin
benim umudum kesilir hayattan...
bir dostun sesi gelir uzaktan!
an`da yitirilir, zaman da...
geriye sadece gulusler kalir; en samimi olanindan, eskilerden, en eski-taze gunlerden...
benim canim SIKILIR...
bir dost CAN SIKINTISINI ALIR!
en guzel gunlere BIRAKILIR en mavi ucurtmalar.
en guzel gunde, en guzel anililarla karsilanir...
iyiki varsin, iyiki varim...
seni cok seviyorum dostum...
kendine iyi bakasin!
bir dostun sesi gelir uzaktan!
an`da yitirilir, zaman da...
geriye sadece gulusler kalir; en samimi olanindan, eskilerden, en eski-taze gunlerden...
benim canim SIKILIR...
bir dost CAN SIKINTISINI ALIR!
en guzel gunlere BIRAKILIR en mavi ucurtmalar.
en guzel gunde, en guzel anililarla karsilanir...
iyiki varsin, iyiki varim...
seni cok seviyorum dostum...
kendine iyi bakasin!
8 Aralık 2011 Perşembe
film gösterimi
kitera'ya yolculuk
yönetmen: theodoros angelopoulos
10 aralık cumartesi 18:30
im atölyesi sanat ve kültür derneği
konusu:
Yönetmenin ülkesini anlattığı filmde aynı zamanda iki öykü gelişiyor; bir yönetmen siyasi mültecilerle ilgili bir film yapmak isterken yaşlı bir adam sürgünden ülkesine döner. Eski bir partizan olan Spiros, 32 yıl sonra siyasi görüşleri yüzünden sürüldüğü Sovyetler Birliği'nden Yunanistan'a dönmektedir. Oğlu ve kızı, hakkında hiçbir şey bilmedikleri bu adamı karşılamak üzere limana gelir. Spiros her şeyi çok değişmiş bulur; pazar ekonomisine, kapitalizmin acımasız kurallarına teslim olmuş bir toplum; askeri cuntanın ardından demokrasiyi kurmaya çalışan bir ülke. Fakat yaşlı adam kolay kolay teslim olmaya niyetli değildir. Eskiden Afrodit Tapınağı'nın bulunduğu, bugün ise emekli olmuş yaşlıların yaşadığı Kitera Adası'na gitmeye niyetlenir. Asi bir delikanlı gibi davranan Spiros, kendisine tamamen yabancılaşmış ailesiyle işbirliği yapmayı reddeder ve sık sık onu en son bulmayı düşünecekleri yerlere gider. Bu yaşlı adam film yönetmenini büyüler ve yönetmen onu izlemeye başlar.
yönetmen: theodoros angelopoulos
10 aralık cumartesi 18:30
im atölyesi sanat ve kültür derneği
konusu:
Yönetmenin ülkesini anlattığı filmde aynı zamanda iki öykü gelişiyor; bir yönetmen siyasi mültecilerle ilgili bir film yapmak isterken yaşlı bir adam sürgünden ülkesine döner. Eski bir partizan olan Spiros, 32 yıl sonra siyasi görüşleri yüzünden sürüldüğü Sovyetler Birliği'nden Yunanistan'a dönmektedir. Oğlu ve kızı, hakkında hiçbir şey bilmedikleri bu adamı karşılamak üzere limana gelir. Spiros her şeyi çok değişmiş bulur; pazar ekonomisine, kapitalizmin acımasız kurallarına teslim olmuş bir toplum; askeri cuntanın ardından demokrasiyi kurmaya çalışan bir ülke. Fakat yaşlı adam kolay kolay teslim olmaya niyetli değildir. Eskiden Afrodit Tapınağı'nın bulunduğu, bugün ise emekli olmuş yaşlıların yaşadığı Kitera Adası'na gitmeye niyetlenir. Asi bir delikanlı gibi davranan Spiros, kendisine tamamen yabancılaşmış ailesiyle işbirliği yapmayı reddeder ve sık sık onu en son bulmayı düşünecekleri yerlere gider. Bu yaşlı adam film yönetmenini büyüler ve yönetmen onu izlemeye başlar.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
