Suriye’nin
başkenti Şam yakınlarındaki Huta bölgesinde yaşanan katliamlarda kimyasal silah
kullanıldığının iddia edilmesi üzerine ABD, Fransa ve İngiltere gibi
emperyalist güçler zaman kaybetmeden Suriye’ye askeri müdahaleyi dünya
kamuoyunun gündemine taşıdı. Üstelik bunu, katliam bölgesinde bulunan BM
denetçilerinin inceleme raporunu yayınlamasını beklemeden yaptılar. Suriye’ye
müdahale için deyim yerindeyse fırsatı yakaladılar. Askeri müdahalenin ise en
erken Perşembe günü yapılacağını dillendiriyorlar.
Hatay’
da Endişeli Bekleyiş
Türkiye’nin
Suriye ile sınır kentlerinden bir olan Hatay da ise endişe giderek artıyor. Çünkü
medyaya yansımayan birçok gelişme yaşanıyor Hatay’da. 24 Ağustos Cumartesi gününü
Pazara bağlayan gece kent girişi Serinyol Beldesinden Suriye sınırına en yakın
olan Yayladağı’na kadar bulunan bölgede 02.00-05.30 saatleri arasında uzun
süren elektrik kesintileri yaşandı. Elektrik kesintileriyle birlikte Suriye
sınır dağlarından ışıklar yansımaya başladı ve bu durum belde sakinleri
tarafından, Yayladağı sınır kapısından Suriye’ ye askeri sevkiyatın yapıldığı
yönünde yorumlandı. Nitekim Lazkiye’de yapılan katliam öncesinde de aynı
bölgede 2 gece boyunca kesintiler yaşanmış ve ardından Lazkiye’ den katliam
haberleri gelmeye başlamıştı.
27
ağustos günü ise Harbiye halkı askeri mühimmat ve ağır silah taşıyan çok sayıda
askeri aracın sınır kapısına doğru ilerlediğini gördü. Aynı gün dünya haber
ajanslarından Reuter’s Hatay üzerinden Suriyeli muhaliflere 400
tonluk cephanelik yardımı gönderildiğini iddia etti.
Reuters`ın
haberine göre, "muhalif" kaynaklar kimyasal iddialarının ardından
muhaliflere destek amacıyla Türkiye üzerinden 20 römork dolusu 400 ton
ağırlığındaki cephanelik yardımının Suriye`ye gönderildiğini söyledi.
Son
24 saat içinde gerçekleşen sevkiyat, muhaliflere ülkedeki çatışmaların
başlamasından bu yana tek seferde yapılan en büyük silah yardımı olarak
kayıtlara geçti.
Türkiye`de
ameliyat olduğu belirtilen Muhammed Salam isimli bir muhalif Reuters’a yaptığı
açıklamada, Hatay’dan gelen silah dolu 20 römorkun Suriye`nin kuzeyindeki karargâhlara
dağıtıldığını söyledi.
Körfez
ülkeleri ve Batı tarafından finanse edilen muhaliflerin silahlı çatı örgütü
Yüksek Askeri Şura üyesi bir muhalif de, kimyasal iddiasının arkasından Türkiye
üzerinden gelen silah yardımlarının arttığını doğruladı.
Özellikle
Reyhanlı patlamasının ardından Reyhanlı sınırına yapılan askeri yığınaklar da
Hatay halkının tedirginliğini arttırıyor. Çünkü Reyhanlı da ki patlamanın
ardından Hatay yerel basınında hemen her gün TSK ile “kaçakçılar” arasında
çıkan çatışmalar yayınlanıyor. Kaçakçılıkla mücadele konusunda Mayıs ayından bu
yana artan güvenlik önlemleri ise Hatay halkı tarafından Suriye’de bulunan ve
sınır ticaretini ele aldığı iddia edilen cihatçı çetelerin kendi aralarında bir
ticari anlaşmazlığın olduğu ve “kaçakçılık operasyonları” adı altında yapılan
bu müdahaleler ile cihatçı grupların ticari isteklerinin hükümet tarafından
karşılandığı yönünde.
“ Savaş Gönüllüsü AKP”
Dünya ülkeleri Suriye’ye emperyalistler
tarafından yapılacak askeri müdahalenin ne zaman yapılacağını, Türkiye’nin bu
müdahalede nasıl rol alacağını tartışa dursun, Hatay halkının iki yıldır
bildiği-gördüğü bir gerçek var. O da şudur ki AKP hükümeti Suriye de iç savaşı
2 yıldır zaten kışkırtıyor. Cihatçı katilleri silahlandırıyor, kamplarda
eğitiyor ve Suriye’ye gönderiyor. AKP hükümeti 2 yıldır yaralı cihatçı
militanları Hatay’da bulunan hastanelerde tedavi ediyor. Bu cihatçı
militanlara, Suriye’nin Reyhanlı sınırı başta olmak üzere diğer sınır hattı
boyunca güvenlik kontrolünü ve sınır ticaretini de teslim ediyor.
Hatay halkı biliyor ki AKP iktidarı uzun süredir Suriye’ye dönük emperyalist
müdahalenin başlıca gönüllüsüdür. Başbakan ve Dışişleri Bakanı defalarca dillendirmiş,
batılı emperyalist güçlere Suriye’ye müdahale çağrıları yapmıştı. AKP zaten “savaş gönüllüsüdür.” Suriye’ye
yapılacak herhangi bir askeri müdahale ile ülkemiz toprakları da bu savaşın
içine sürüklenecek. Başta Hatay ve Adana olmak üzere, bütün bölge savaşı en
sıcak yaşayacak yerler olacak.
Gezi Direnişi
Ruhuyla Savaşı Durduracağız
Evet savaş tamtamları
çalmaya başladı. Evet Hatay halkının endişesi büyüyor. Ancak Hatay halkının
mücadelesi de büyüyor. Hataylılar Mayıs ayında Reyhanlı da resmi rakamlarla 53
canını kaybetti. Haziran isyanlarına Abdullah ve Ali İsmail’ini verdi. Reyhanlı
katliamıyla Hatay’ın öfkesi, Haziran isyanlarıyla AKP’ye karşı büyük bir
direnişe dönüştü.
Hatay’da 2 yıldan bu
yana emperyalizmin savaşına, valinin yasağına, AKP’nin ayrımcılığına karşı
verilen ve Haziran isyanlarıyla büyüyen bu mücadele şimdi 1 Eylül dünya barış
gününde, kentte yürütülen OHAL uygulamalarına rağmen sokağa taşınmaya
hazırlanıyor.
Hatay halkı ülkemizde
ve bölgemizde barışı haklim kılmak için, direniş şehitlerinin hesabını sormak
için, kardeşliğin ülkesini kurmak için 1 Eylül’de barış mitingin de buluşacak.
Özge SAPMAZ