bazen sadece susmayı tercih eder insan..dakikalar geçer, saatler, günler, aylar ve belki de yıllar!
bir iş teleşında açar gözlerini,
sonra bir dost sesi, bir blog yazısı...
geride kalanlar soyut değil, tam da yüreğinin orta yerinde somut bir acıdır!
...
yoktur...
yok olmaya dair yazılan onca şeyden daha gerçektir, yokluğu...bir bedenin yok oluşu...
gülüşüyle hatırlatırsa hele,
daha susar bütün bir dünya, susar özgürlük talebiyle sokağa dökülen milyonlar, susar tutuklanan gençler, acıyı hisseden anneler...susar oğlu ile bir futbol maçında buluşamayan babalar, susar sorularına cevap veremeyen yoldaşlar!
...
gün dönüyor. akşam olmuş çoktan, gece yarısına geldi zaman...
sonra yok olmayı hatırlattı. ve biraz da boş yere ayakta kalmayı. ardı ardına devrildi şişeler hem ertesi günün mesaisi bile önemsenmeden!
...
bir kadın, kırmızı fularlı...
boynundan o kırmızı fuları çıkarma çocuk!
orada yaşıyor Ahmet!
oradayız, boynunda ki umuda sarılmışız... çıkarma bizi aklından!
...
gün çoktan döndü geceye...
bizim cesaretimiz yetmez yeltenmeye.bizim cesaretimiz binlerce insan karşısında konuşmaktan ibare...
...