Bu Blogda Ara

5 Ekim 2012 Cuma

deneme

bunun bir "yalnız yaşama" denemesi olduğunu çıkarmadan akıldan,
1-birşeyler ummak,
2-birşeyleri yada birilerini beklemek,
3-birşeyler talep etmek,
4-kendinden söz etmek,
5-yazıp yazıp silmek,
6-kolektif işlere koyulmak,
7-üretim beklemek,
8-yardım istemek...
bu denemenin hatalı sonuç vermesine sebep olabilir!

1 Ekim 2012 Pazartesi

Antakya'ya

Diyeceksin şehirlerin gözü kördür, diyeceksin yalnızlığın yurdudur, kitlelerin artığı şehir...
Yenidir şehir. Eskidir.
Lekedir bıraktığın tarihin içinde. Bir saat kulesi, bir özgürlük anıtı ya da bir savaş abidesi. Ezandır, çandır. Kalabalığın içinde yapayalnız yaşayandır.
Diyeceksin şehirlerin kulakları duymaz. Nasır tutmuştur dokuları. Ne kendini yakanı tanır ne de içinde yapayalnız yaşayanı. Yine de gideceksin.
Bileceksin şiirdir şehir. Yağmurlu bir güne yazılan. Göreceksin bunu buğulu camından. Yazacaksın yine titrek kaleminle. "şehirlerde yaşanmaz diye."
Şehir: is, pas, toz, kir... Şehir kirlenmektir. 
Şehir: ip, tel, demir, duvar... Şehir esir olmaktır. Bir ayinin içinde kurumak, solmak...
Ürkek kalemin elinde, uygarlığın kalbinde birikeceksin bir kent merkezinde!
Yollar çağıracak seni. Asfaltı terk eden köpüklü sular. Yağmurlu fırtınalar. Yıldırımlar kopacak göğsünde, baykuşlar çıkacak önüne. Kâhinler açacak gözünde. "git" diyecekler. "durma git"... Ve sen bir şehirden gideceksin! 
Düşeceksin içine. Yolun uzun. Bakımsız caddeler göreceksin. Karanlık ormanlar... Dalıp gideceksin. Düşüneceksin! Seni bekleyen yine bir kalabalık değil midir? Duvarların içinde, dokulara sarılmış, kör, sağır dilsiz yeni bir şehir...
Bir kuşluk vakti bomboş sokaklar.
Diyeceksin şehirlerin sesi yoktur. Diyeceksin yalnızlığın yurdudur.
Bir kalemin var senin, çekingen ellerinle gizlediğin. Yazacaksın:
Şiirdir şehir, gelmektir, gitmektir, gülmek ve ağlamak. Susmak, bağırmak.
Tarihindir minicik bir ihtimalin içine gizlendiğin. 
Gerçekleşmeyen...