neden yazmaya niyetlenir insan.acımıdır yazdıran yada mutluluk yada çıkmazlar...
sevgilisi ölülüverir insanın aniden, beklemeden...planlar yapılmıştır oysa zamana bırakılanlarla...
"yapılması gereken herşey bir bir yapılmaya başlar...önce okul biter sonra askerlik sonra bilmem ne sınavı, bilmem nerde ne işi ve sonra..."
bir gün önce soluğunu hissettiğin insan, dalıverir derin bir kuyuya.
hangi sınava tabi olduğumuzun muhakemesini yapmak kalır geride kalana.ve ölüm en gerçek şey olur bir anda. en normal şey.anormal olan arkasından yas tutmak olur,ağlamak,bir mezarlıkta o donuk bedene su dökmek,üstüne toprak ekmek.saçma sapan geleneklere el pençe olmak...
sınanmaya hayır der ruh.sınamaya evet!çelişkiler öylece dolanır zihinde. kurabildiğin bir kaç kırık cümle, yitik ve anlamsız bir hece oluşturur.
ölür birileri,ölüm en gerçek olandır.
ölür birileri,zamana karşı koymak düşer geride kalana.
ölür sevgililer..
yaşama sevincine hayran olduğun bir adam bir gün sıkar kafasına...geride yalnızca bir not:"yaşamın kaosundan ve karmaşasından sıkıldım".
bir kaç hafta önce sözünü ettiğin bir kadın öyle anlamlandıramadığın bir biçimde kocası tarafından bıçaklanır...
ve bir gün önce soluğunu hissettiğin insan, dalıverir derin bir kuyuya.
güç olur ayakta kalmak, aklını ayakta tutmak...
ölümler ayı oluyor bir anda, o cıvıl cıvıl temmuz...
havanda asılı ölülerin kokusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder