12 eylül rejiminin blançosu:
yüz binlerce insan gözaltına alındı.
210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
Sendikalar, kitle örgütleri, siyasi partiler kapatıldı.
Gazeteler 300 gün yayın yapamadılar.
14 kişi ölüm orucunda öldü.
On binlerce öğretim üyesi ve aydının işine son verildi.
On binlerce insan işkenceden geçirildi. 50 kişi idam edildi.
Böylece Türkiye karanlığa gömüldü.
12 Eylül rejiminden çıkan korku ve sığlık iç içe geçtiği toplumumuza ve tarihimize mal oldu.
onların inançları yüksek, korkusu alt düzeydeydi.
Oysa toplumda korku inancın üzerine çıktı. Toplum hafızasını, reflekslerini yitiriyor. Değerlerinden uzaklaşıyor. İnanç sayfalarıyla sıkışmış, insan dışı reflekslerden arındırılmış, hep su verilmiş bireylerden oluşan topluluk en büyük düşünüzdü.
Meraklanmayın, rahat uyuyun.
Bir kavga kalan son kişi ölmedikçe kaybedilmiş sayılmaz.
Son kişi kalıncaya kadar, bir kişi unutulmamış ise o işi ölmemiştir.
Biz sizleri unutmadık.
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları,
Aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
İşte yüzünde badem çiçekleri,
Saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
Sen misin seni sevdiğim o kavga?
Sen o kavganın güzelliği misin yoksa?
Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek,
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder